Ayasofya (Hagia Sophia)

Turumuzun ilk durağı, Bizans’ın en önemli sembollerinden biri olan Ayasofya. 537 yılında İmparator Justinianus tarafından kilise olarak inşa edilen bu görkemli yapı, 1453’te Osmanlı tarafından camiye dönüştürülmüş ve günümüzde müze olarak ziyaretçilere kapılarını açmıştır. Kubbesi: 56 metre yüksekliğinde, mühendislik harikası olan devasa kubbesi, dönemin mimarisinin zirvesini temsil eder. Mozaikler: Hz. İsa, Meryem Ana ve azizlerin tasvir edildiği altın kaplama mozaikler Bizans sanatının en çarpıcı örnekleridir. Hristiyanlık ve İslam’ın buluştuğu bu yapı, iki kültürün iç içe geçtiği bir simge niteliğindedir.

Yerebatan Sarnıcı 

Bir sonraki durağımız, Bizans’ın su ihtiyacını karşılamak için 6. yüzyılda inşa edilen Yerebatan Sarnıcı. 336 sütunla desteklenen bu devasa yeraltı yapısı, mistik atmosferiyle ziyaretçilerini büyüler. Medusa Başı, Mitolojik figür Medusa’nın başını taşıyan sütunlar, sarnıcın en ilgi çekici noktalarındandır. Sarnıç, Bizans döneminde saray ve çevresine su temini sağlamak için kullanılmıştır.

İstanbul Mozaik Müzesi

Bu bölümde, Bizans döneminden kalma eşsiz mozaik eserlerinin sergilendiği İstanbul Mozaik Müzesi’ni ziyaret ediyoruz. Büyük Saray’ın kalıntıları üzerinde yer alan bu müze, Bizans sanatının en zarif detaylarını gözler önüne seriyor.

Günlük Yaşam Sahneleri: Hayvan avları, bahçe manzaraları ve mitolojik sahneler içeren mozaikler Bizans halkının yaşam tarzını yansıtır.  Bu mozaikler, 1930’larda kazılar sırasında bulunmuş ve özenle korunmuştur.

Küçük Ayasofya Camii, Eski Sergios ve Bakhos Kilisesi

Turumuzun bir diğer durağı, Bizans döneminde inşa edilen ve daha sonra camiye dönüştürülen Küçük Ayasofya Camii. 527-536 yılları arasında İmparator Justinianus tarafından yaptırılan bu yapı, Bizans mimarisinin erken dönem örneklerindendir. Ayasofya’nın küçük bir prototipi olarak tasarlanmıştır. Sütun başlıklarındaki zarif işlemeler Bizans sanatının detaylarını gözler önüne serer. Osmanlı döneminde camiye dönüştürülen yapı, hem Hristiyan hem de İslam kültürünü yansıtır.

Hipodrom Meydanı; Sultanahmet Meydanı.

Turumuzun son durağı, Bizans döneminde at yarışlarının ve halk gösterilerinin düzenlendiği Hipodrom Meydanı. Günümüzde Sultanahmet Meydanı olarak bilinen bu alan, Bizans ve Osmanlı’nın izlerini barındırır.

Mısır Dikilitaşı (Obelisk): 1500 yıllık bir geçmişe sahip, Antik Mısır’dan getirilen bu taş, Hipodrom’un merkezinde yer alır. Yılanlı Sütun: Delphoi’den getirilmiş, antik Yunan dönemine ait bronz bir sütundur. Örme Dikilitaş: Bizans döneminde inşa edilen bu taş sütun, Hipodrom’un görkemini simgeler. Alman Çeşmesi: 19. yüzyılda Alman İmparatoru II. Wilhelm tarafından Osmanlı’ya hediye edilmiştir.